TARIM SEKTÖRÜNDE SULAMANIN ÖNEMİ |
Yeryüzünde susuz bir hayat düşünmek mümkün değildir. Eski çağlardan günümüze kadar medeniyetin beşiği olarak adlandırılan bölgeler her zaman su havzalarının yakınında kurulmuş, medeniyetler suyun hayat verdiği topraklarda yeşermiştir.Tarih boyunca akarsulardan yaralanma imkanı bulan toplumlar dönemlerinin en ileri medeniyetlerini kurmuşlar bulama-yanlar ise yurtlarını terk edip göç etmek zorunda kalmışlardır.Yeryüzündeki medeniyetin ilk kaynağı olarak gösterilen, yazının bulunduğu,verimli topraklarında ilk tarımın yapıldığı ve “verimli hilal” olarak da adlandırılan Mezopotamya, bu ev sahipliğini Dicle ve Fırat’ın bereketli sularına borçludur.
M.Ö 3000 yılında Sümerler tarafından yapıldığı sanılan bir kanal şebekesiyle Fırat ve Dicle nehirleri birbirine bağlanarak bu nehirlerden daha fonksiyonel şekilde yararlanıldığı bilinmektedir.
Günümüzde de su ve sulama önemini korumakta olup, su arzının giderek artan dünya nüfusunun taleplerini karşılayamaması ile suyun stratejik bir meta haline geldiğini görmekteyiz. Gelecekte su kaynaklarının kullanımı ve kalitesini etkileyecek en önemli faktör nüfus olacaktır. Dünyanın toplam nüfusu 2000 yılında 6 milyarı aşmıştır ve 2025’te ise 8,3 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bir başka deyişle 2025 yılına gelindiğinde, 2000 yılındaki dünya nüfusu, % 35 oranında artmış olacaktır. Günümüzde dünyadaki toplam yıllık gıda maddeleri üretimi, dünya tüketimin karşılayabilecek düzeydedir. Ancak, çeşitli bölgeler arasında kişi başına düşen üretim miktarı yönünden farklılıklar vardır. Nüfusunun % 7’sinden daha azı tarım sektöründe faaliyette bulunan gelişmiş ülkelerde bir çiftçi ailesi kendisine ilave olarak tarım dışı sektörlerde faaliyette bulunan 50 kişinin gıda ihtiyacını karşılayabilmektedir. N üfusunun % 60’ı tarım sektöründe faaliyette bulunan gelişmekte olan ülkelerde ise bu değer 2 kişi ile sınırlı kalmaktadır.
Yeraltı Suyu Potansiyeli
DSİ Genel Müdürlüğünce 2007 yılı sonuna kadar yapılmış olan hidrojeolojik etütler neticesinde tespit edilmiş olan 13,66 km3 yeraltı suyu rezervinin 4 014 m3’ü DSİ, kamu kuruluşları ve sulama kooperatiflerine ait devlet eliyle yapılan sulamalarda, 5 463 km3’ü içme-kullanma ve sanayi suyu ihtiyaçlarında, 2,619 km3’ü ise münferit özel sulamalarda olmak üzere 12 096 km3’lük bölümünün tahsis işlemi yapılmıştır.
167 Sayılı “Yeraltısuları Hakkında Kanun” hükümleri uyarınca açılacak kuyuların adetleri, yerleri, derinlik ve diğer özellikleri ile çekilecek su miktarı DSİ’ce belirlenir. 167 Sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca sınırları ve yapısı, özellikleri belirlendikçe yeraltısuyu sahaları DSİ Genel Müdürlüğü’nün teklifi üzerine ilgili bakanlıkça “Yeraltısuyu İşletme Alanları” kabul ve ilan edilir. İlan edilmiş yeraltısuyu işletme sahaları içinde ve dışında yeraltı suyu aranması ve kullanılması aynı kanunun 8. maddesi uyarınca DSİ tarafından verilecek izne bağlıdır. Aynı şekilde ıslah ve tadil izin belgeleri de yine DSİ’nin yetkisi dâhilindedir.
Kaynak : DSİ Genel Müdürlüğü
|
|